Avukat Gençtarih: Nafaka hakkında bilinçli bir algı yaratılıyor

Haber- Fatoş Sarıkaya

Yeniden Refah Partisi, nafaka süresinin 5 yılla sınırlandırılmasına ilişkin yasa teklifini Meclis’e sundu. Avukat Sebahat Gençtarih, nafaka ile ilgili bilinçli bir yanlış algı yaratıldığını söyleyerek, “Nafaka dediğimiz şey üç kuruş hesabı değil. Kadınların tüm hayatına yön veren hayati öneme sahip bir mesele. Yeniden Refah birden çıkıp da bunu kendi başına yapmadı. Bunlar iktidarın ortaklaştırarak görev dağılımı yaptığı saldırılardır” dedi.

Hükümetin sürekli olarak gündemine aldığı, kadınların kazanılmış hakkı olan yoksulluk nafakası ile ilgili tartışmalar sürüyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Süresiz nafakayı adil bulmuyorum. Bunun üzerinde çalışacağız” sözlerinden sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Süresiz nafaka bence adil bir durum değil. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onların da yanındayız” demişti.

14 Mayıs seçimlerinde nafaka ile ilgili karşı propaganda yapan Yeniden Refah Partisi Meclis’e nafaka hakkının sınırlandırılmasına ilişkin kanun teklifi verdi. Teklifte, yoksulluk nafakasının 60 ay (5 yıl) ile sınırlandırılması isteniyor. Ayrıca bu süre sonunda ‘alacaklı tarafın mağduriyetinin devamı halinde, mağduriyet Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca oluşturulacak fondan karşılanır’ ifadesi yer alıyor.

Avukat Sebahat Gençtarih, nafaka ile ilgili yaratılan olumsuz algıyı ve siyasi erkler tarafından nafaka hakkına yapılan saldırıları PİRHA’ya değerlendirdi.

“SÜRESİZ NAFAKA DİYE BİR ŞEY YOK”

Nafakaya dair tartışmalar genel olarak ‘süre’ konusunun etrafında dönüyor. Türkiye’de süresiz nafakanın yanlış algılandığını belirten Avukat Sebahat Gençtarih, “Ülkemizde süresiz nafaka diye bir şey yok. Uygun koşulların sağlanamaması sebebiyle devam eden nafaka demek daha doğru olur. Süreli nafaka ülkemizde yılla değil koşullarla sınırlı haldedir. Kadının yeniden evlilik yapması halinde, sigortalı işte çalışması halinde, kadının ekonomik koşullarının erkekten daha iyi hale gelmesi veya kadının vefat etmesi durumunda nafaka sonlandırılır” dedi.

Öte yandan nafakanın sadece kadınlara verilmiş bir hak olmadığını da hatırlatan Gençtarih, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka sadece kadınlara değil, ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir. Ama toplumsal cinsiyet eşitsizliği sebebiyle bu haktan daha çok kadınlar yararlanıyor” sözlerini kullandı.

“HÜKÜMET, HAKLARA SALDIRIDA GÖREV DAĞILIMI YAPMIŞ DURUMDA”

Gençtarih, nafaka ödeyen erkeklerin oluşturduğu topluluklar, hükümetin söylem ve politikaları, bu konuda yapılan haberlerin içinin boş ve kötü niyetli olduğunu söyledi. Tüm bunların yapılacak yeni yasal değişikliklere zemin hazırlama amacı taşıdığına değinen Gençtarih, “Hükümetin bakış açısı tamamen erkeği koruyan, erkeği mağdur gören bir yerde. Refah Partisi birden çıkıp da bunu kendi başına yapmadı. Bunlar iktidarın ortaklaştırarak görev dağılımı yaptığı saldırılar. Mecelleye doğru bir gidişin sinyalleri bunlar.” diye konuştu.

“NAFAKA KADINLARIN HAYATINA YÖN VERİYOR”

Nafakanın, kadınların ve çocuklarının hayatını idame ettirebilmeleri için yeterli olmamasından kaynaklı birçok kadının evliliklerini istemedikleri halde sürdürmek zorunda kaldıkları gerçeğine işaret eden Sebahat Gençtarih, şunları söyledi:

“O kadar çok vahim durum var ki kadınlar açısından. Boşanmak isteyen kadın bir çıkar dengesi yapmak zorunda kalıyor. Boşandığında verilecek üç kuruş nafaka ile çocuklarıyla geçinmeye çalışmak mı istemediği bir evlilikte ekonomik olarak rahat bir yaşam sürmek mi diye. Bu dengeye baktıklarında direkt istemedikleri evliliklere dönmek zorunda kalıyorlar. Ve geri döndüklerinde hem manevi hem fiziki şiddete maruz kalıyorlar. Bu sebeple nafaka dediğimiz şey üç kuruş hesabı değil. Kadınların tüm hayatına yön veren bir durum.”

“SESİMİZİ DAHA FAZLA YÜKSELTMELİYİZ”

Kadınların haklarına yapılan saldırılar karşısında örgütlülük ve mücadele vurgusu yapan Gençtarih, “Kadınların birlikte bir mücadele örmesi, iktidarın bu söylemlerine net bir şekilde tavır alarak sokağa çıkması, sesimizi daha fazla yükseltmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bir kadın avukat olarak kadın dosyaları ile ilgili beklentisiz çalışmayı önemsiyorum yeter ki bir kadının dayanışma beklentisi olsun. Bu tür saldırılara karşı yasa tasarılarında görev almak, kadınları koruyan deklarasyonlarda bulunmak, kadın örgütleriyle birlikte çalışmak ve kadın gücümüzü kadın özgürlükçü paradigmada örmek, bizim yapabileceklerimizdir” diye konuştu.

 

Paylaş

İlgili Yazılar